Birol Öztürk Libri

“İstiyorum ki herkes; doğruluğun, iyiliğin, kardeşliğin, barışın efendisi olsun.”Müslüm GürsesUrfa’nın Fıstıközü köyünde başlayan yolculuk ve hiç kesintiye uğramayan hayaller, Müslüm Akbaş’ı önce Müslüm Gürses yapar sonra da alıp İstanbul’a götürür. Orhan Gencebay, plakçı bir arkadaşının tavsiyesi üzerine Müslüm Gürses’in plağını dinler ve pek beğenir. Türkülerle, deyişlerle çıkar yola Müslüm Gürses ama şimdi zaman arabesk zamanıdır.Artık o kapkara yoksulluk bitmiştir. Yirmili yaşlarında kırkında gibi görünse de hayat sağlam yıpratmış olsa da başarmıştır işte. Hayat bu, kimilerini çocuk olmadan genç, genç olmadan yaşlı kılar. Kafası iki numara tıraşlı ve Adana’da bir aile çay bahçesinde kaderine kafa tutan Müslüm Akbaş’tan Müslüm Gürses’e evrilmek hiç de kolay olmamıştır. Müslüm, Zümrüdüanka misali kendi küllerinden yaratmıştır kendini.Her şeyin en az ikiye ayrıldığı bir çağdan çıkıp milenyum ilan edilen zamanlarda da Paramparça diyordu Müslüm Baba, en popüler, en genç sanatçıların hit şarkılarını döktürürken…

"Baka bir yol var m Baka bir dnce, baka bir hissiyat, baka bir felsefe var m dnyay bir bahe haline getirebilecek nsanolunun insanca yaamasn, kleliin kalkmasn, rkln kalmamasn ven bir yol var m Bir hayal dnyasnda yayorum belki ama ona inanyorum. Bir gn gerekleecek." "Edremit Ortaokulundaym. On be yandaym. Yl 1951. Kapatlm olan Halkevi Ktphanesi babamn emrinde. Btn klasikler orada. Tolstoy, Dostoyevski, Zoenko okuyorum ki, nasl okuyorum! Futbol oynuyorum. Kouyorum. Ve ykler yazyorum. Ben, artk gen yk yazar Tuncel Kurtiz'im!"

"Beni sagcilar sevmez. Beni, solcular sevmez. Beni Islamcilar sevmez. Peki kardesim, kim bu, benim albumlerimi alan milyonlarca insan? Kim bu, konserlerime gelen on binler?" (Tanitim Bulteninden)Sayfa Sayisi: 312Baski Yili: 2016Dili: TurkceYayinevi: Gece Kitapligi

Öteki olmanın, ayrıksı durmanın, çaresizliğin ve tutunamayanların, "bebeği ağlayanların ve acılara tutunanların" kanayan yaralarını anlattı. Kadınların, işçilerin, öğrencilerin, çocukların, mahpus damlarında ve dışarıda esaret altında olanların, sevgiyi emek bilenlerin ve bilcümle mağdurların şarkısı, düşsüz bırakılanların düşüydü o. Herkesin sustuğu bir zamanda, "Başkaldırıyorum!" diyebilendi o. O, ne kayıp çocuklarını arayan Cumartesi Anneleri'ni yalnız bıraktı ne de İslamcı öğrencilerin başörtüsü mağduriyetine sessiz kaldı. Ne memleketin kibirli ve münevver solcuları onu anladı ne de sağcısı, İslamcısı. "Ben, klasik bir kadere teslim olmak istemiyor ve öldükten sonra değil, şimdi anlaşılmak istiyorum."