The Black Rose of Halfeti
- 208pagine
- 8 ore di lettura
A novel of magical realism that encompasses love, aging, and the role of memory, The Black Rose of Halfeti takes readers on a journey through the landscapes of Turkey.
Nazlı Eray è un'autrice le cui opere sono caratterizzate da uno stile unico e da una profonda intuizione della psiche umana. Le sue storie esplorano spesso temi di amore, perdita e ricerca dell'identità, senza paura di sperimentare con forma e contenuto. Attraverso ricche immagini e un linguaggio evocativo, attira i lettori in mondi che sono allo stesso tempo onirici e profondamente umani. Eray è tra le voci significative della letteratura turca contemporanea, e il suo lavoro risuona nei lettori per la sua originalità e profondità emotiva.



A novel of magical realism that encompasses love, aging, and the role of memory, The Black Rose of Halfeti takes readers on a journey through the landscapes of Turkey.
Exploring the myth of Orpheus through Eurydice's eyes, this translation offers a surreal narrative set in a contemporary Turkish resort town. The discovery of a statue of Emperor Hadrian at an archaeological dig connects the story to the underworld and the past. Through mysterious letters delivered by a messenger pigeon, the novel critiques modern values. Additionally, Ankara plays a significant role, adding depth to the fantasy while reflecting on the political climate of 1980s junta-ruled Turkey, marking its importance in Turkish literary history.
Türk edebiyatının en önemli isimlerinden Nazlı Eray’ın, artık her biri klasikleşmiş öykülerini bir araya getiren Toplu Öyküler’in ikinci cildi, Eray’ın en sevilen kitaplarından ikisini daha bir araya getiriyor. En ünlü öyküsü ‘Monte Kristo’ ve 16 yaşında yazdığı ‘Mösyö Hristo,’ Ah Bayım Ah’ta yer almaktadır. Kız Öpme Kuyruğu adlı kitabında ise Nazlı Eray’ın çok ilgi görmüş, çok beğenilmiş öyküleri yer alıyor. ‘Laz Bakkal’ ile yaşanan akılalmaz serüvenler. ‘Bekleme Ustası’ olmuş bir kadının, hiçbir şey beklemezken birdenbire iki erkek arasında kalışı. Milas’taki bir ‘Ömür Uzatma Kahvehanesi’nde, her gece oturup konuşarak yaşamlarını yirmi yıl uzatmayı başarmış birtakım sevimli ihtiyarlar... Kitabın son bölümünü oluşturan ‘Benden Bana Mektuplar’ sizi İzmir sıcağında bambaşka dünyalara sürükleyecek bir rüya yaşam. Yaşananla tasarlanan, gerçekle düş arasındaki sınırı ürkütücü bir güzellik, sarsıcı bir kolaylıkla aşıveren bir öyküleme tekniği! Nazlı Eray bu ilk kitabıyla bile Türk hikayeciliğine taptaze bir kan, alışılmamış bir duyarlık getirmiş oluyor. -Attila İlhan- Olayları ve durumları tersine çevirerek anlatıyor, bir masal dünyasına, bir düş evrenine sokarak anlatıyor. Ama hakçası, güzel anlatıyor. Gerçekten şaşırtıcı bir yazar. -Cemal Süreya-