Sleeping in the Forest: Stories and Poems
- 199pagine
- 7 ore di lettura
Sait Faik è uno dei più grandi scrittori turchi di racconti e poesie. Nonostante gli studi iniziali in economia e il periodo trascorso in Francia, dedicò la sua vita alla scrittura dopo il ritorno in Turchia. Rivitalizzò il racconto turco con le sue rappresentazioni crude ma umaniste di operai, pescatori, bambini e persone povere. Il mare fu un tema pervasivo, che influenzò profondamente la sua opera e la sua vita. La sua voce distintiva e il suo focus sulle esperienze quotidiane della gente comune lasciarono un segno indelebile nella letteratura turca.






Sait Faik Abasiyanik was born in Adapazari in 1906 and died of cirrhosis in Istanbul in 1954. He wrote twelve books of short stories, two novels, and a book of poetry. His stories celebrate the natural world and trace the plight of iconic characters in society: ancient coffeehouse proprietors and priests, dream-addled fishermen adn poets of the Princes' Isles, lovers and wandering minstrels of another time. Many stories are loosely autobiographical and deal with Sait Faik's frustration with social convention, the relentless pace of westernization, and the slow but steady ethnic cleansing of his city. His fluid, limpid surfaces might seem to be in keeping with the restrictions that the architects of the new Republic placed on language and culture, but the truth lies in their dark, subversive undercurrents.Sait Faik donated his estate to the Daruşafaka foundation for orphans, and this foundation has since been committed to promoting his work. His former family home on Burgazada was recently restored, and now functions as a museum honoring his life and work. He is still greatly revered: Turkey's most prestigious short story award carries his name and nearly every Turk knows by heart a line or a story by Sait Faik.
Ein zärtliches Porträt von Istanbul Sait Faiks Istanbul ist ein Kosmos wundersamer und doch ganz normaler Menschen. Der Straße abgelauscht, im Kaffeehaus notiert, verleiht jede seiner unvergesslichen Geschichten der Vielvölkermetropole ein eigenes Gesicht: Die sanfte Barfrau Melâhat hilft einem phlegmatischen Kaufmannssohn beim Erwachsenwerden; Haydas, ein Kaffeehausbesitzer, verliert sein Herz an einen gefräßigen Seehund; Ahmet und Gülüm beginnen ihre arrangierte Ehe mit einer ungewöhnlichen Hochzeitsnacht. Sait Faiks atmosphärisch-dichte, skizzenartige Erzählungen schlugen in der türkischen Literatur des 20. Jahrhunderts einen völlig neuen Ton an. Mit dieser Kurzprosa führte er sie stilistisch wie thematisch in die Moderne.
Medarı Maişet Motoru Sait Faik'in kaleminden bir ilk romandır. Henüz Yeni Mecmua'da tefrika edildiği sırada (1940-41) dönemin baskıcı siyasi ortamında sakıncalı bulunup roman olarak yayımcı bulmakta zorlanacak ve Sait Faik'in annesinin maddi desteğiyle Ahmet İhsan Basımevi'nden 1944'te yayımlanacaktır. Ancak dağıtılmaya başlanmışken bakanlar kurulu kararıyla toplatılan roman, kimi paragrafları çıkarılarak Birtakım İnsanlar adıyla 1952 yılında okuyucusuna kavuşur. İş Bankası Kültür Yayınları olarak Medarı Maişet Motoru üzerinde yıllardır süren sansürü kaldırıyor ve "tehlikeli" bulunarak çıkarılan kısımları koyu harflerle vererek yapıtı eksiksiz bir şekilde sunuyoruz.
"Söz vermiştim kendi kendime: Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da, bir hırstan başka ne idi? Burada namuslu insanlar arasında sakin, ölümü bekleyecektim. Hırs, hiddet neme gerekti? Yapamadım. Koştum tütüncüye, kalem kâğıt aldım. Oturdum. Ada 'nın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. Kalemi yonttum. Yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım." "Haritada Bir Nokta" adlı öyküden.
''(...) Mahalle çocuğu, Sait'in hikayelerinde biri iki tane değildir; birçoktur. Bunu, onun bu yaşa kadar değişmemiş mizacına veriyorum. Bence Sait Faik ne genç hikayecidir, ne ihtiyar. Bence o, kırkını aşmış bir mahalle çocuğudur. Ama sakın bu hükmü onu kötülemek için söylenmiş bir söz sanmayın. Çocuk deyişim ona gençlikten daha genç bir yaş biçiminden, mahalle çocuğu deyişim de onu, ekseri mahalleden yetişenler gibi, halktan bir insan, halka bağlı bir insan sayışımdan geliyor.'' Orhan Veli Yaprak, 1 Şubat 1950
İş Bankası’nın bu yılki karne hediyesi ise Türk edebiyatının büyük ustası Sait Faik’in öykülerinden derlenen ve Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından hazırlanan “Sait Faik’ten Çocuklara Hikâyeler” isimli kitap olacak. İlköğretim öğrencileri kitaplarını 2011-2012 eğitim öğretim yılının sona erdiği 8 Haziran’dan itibaren herhangi bir İş Bankası şubesinden alabilecek.